Toplumun her kesiminde okumuş-cahil, işçi-patron, öğretmen-öğrenci, tarlada çalışan- kamu personeli… anlayış değişikliğine ihtiyacımız var.
Herkes kendi anlayışını doğru kabul edip, diğerlerinin anlayışını değiştirmesini istedikçe doğruya, düzene ve adalete ulaşamayız.
Hem trafikten söz et hem de çocuğunu aldırmaya yolladığın veya kendin almaya gittiğinde yolun bir şeridini kapat. İstinye Enka ve Işık okullarının yanındaki cadde okul giriş ve çıkışlarında yolun her iki tarafında birer şeride dönüşmektedir. Sorsan “ne yapalım okulun içinde park edecek yer yok” derler. Ama başkaları yaptığında “bu ne düzensizlik, bu ne başıbozukluk” denir. Normal lise önündeki servis araçlarından şikayet eden bu kişiler kendilerinin son model araçları ile bu düzensizliği yaptığında ihtiyaç olur.
Bir diğer konu; iltimas, kayırma, torpildir. Toplumun her kesimi bu konudan şikayetçi olmasına rağmen kendi ya da bir tanıdığı- yakınına gerektiğinde hiç çekinmeden yapmak için uğraşmakta, yardım istemekte bir problem görmez. Bu konularda yapılan ikazlara hayır diyemiyor olmalarının yanında, içlerinden bu işi yapacak başka kimler var diye araştırmalar devam ediyor. İstenilen yardımlar da ilginç. Eşinin girdiği KPSS sınav sonuçlarına yükseltilme yönünde müdahale. Özel harekat veya bekçilik seçme sınavında torpil. Askeriyede bir suçtan dolayı aldığı cezanın düşürülme isteği. Üç suçtan alınan cezanın bir telefon edilmesi ile düşürülebileceği isteği. Ve bunlar gibi onlarca ilginç istek.
Bir de temizlik meselesi var beni rahatsız eden. Son model araçların camlarından dışarı attıkları çöpe bakmadan diğer araçlardan atanlara söz edenler. Bu gibi durumlarda ikaz edilmesine rağmen “herkes yapıyor beni mi gördün” diye azarlayanlar mı istersin yoksa “sana mı soracağım” diye kafa tutanlar mı? Diyebilirsiniz ki son model araca binenleri niye farklı katagoriye koyuyorsun, onlarda bu toplumun fertleri. Aydın kişi olmak farklı bir şey. Ama aydın kişi kavramı da çok bozuldu. Kime aydın diyeceğimizi şaşırıyoruz.
Üniversite ortamı aydın kişilerden oluşmalı değil mi? Okuyan, düşünen, toplumu düşünen ve her şeyi bilen bir topluluk. Bakın neler oluyor. Mahallesinde veya kendi evinde beslediği hayvanları getirip üniversite içine bırakanı mı ararsın, yoksa “sen benim isteğimi yapmadın ben de senin istediğini yapmam” diyen profesör seviyesindeki insanlar mı ararsın. Kendi belediye sınırları içinde topladığı sahipsiz köpekleri üniversite alanına bırakan belediye sorumluları mı ararsın.
Din hocalarımızı ya da öğrencilerin ilk defa aile dışından yabancı bir kişinin eğitimine verildiği ilk okul öğretmenlerimizi mi örnek vereyim. Kendi zevk ve emelleri için çocukları suistimal eden , söylediği ile yaptığı farklı olan onlarca örnek var toplumumuzda.
Politika ile uğraşanlarda da değişikliğe ihtiyacımız var. Beklentisiz, çıkarsız bir iş yok. Ülke, devlet, ülkü, insanlık için çalışma, yerini çıkara dönüştürmüş. Çıkar sağlamayacak, ülke ve insanlığı düşünecek insanlar kendilerini bu sistemden uzak tuttukları sürece ağlamaya, sızlamaya hakkı olmayacaktır. İyi insanlar bütün kurumlarda ön plana çıkmadan, görev almadan bu seviyesiz, çıkarcı insanlardan kurtulamayız.
Kanaatini bilgi diye satanlar, bilgisi olmadan düşüncesini doğru gibi satanlar, bir makamın gereklerini, mecburiyetlerini yapmadan diğerlerinin işlerine karışanlar, eleştirenler, kendilerine gelince kabul başkasına gelince hayır diyenler…
Artık değişim zamanı gelmiştir. Toplumun her kesiminde insanlık için çalışma, toplum yararına çözüm, doğayı koruyarak gelişme, insanlık yararına gelişim, eleştiri yerine çalışma veya katkı verme, yazmak yerine yapmak, -mış –muş gibi yapmadan gerçekten emek vermek mecburiyetindeyiz.
Sen, ben, o değil biz olarak bu sorunların üzerinden geliriz. Kararlı ve dik durarak.
-
Previous Post
Cumhurbaşkanını ağırladık. 03.01.18